‘Dövüş Kulübü’ filmi vizyona girdiği günden bu yana pek çok teori üretilse de yönetmen David Fincher sonunda sessizliğini bozdu ve filmin yanlış anlaşıldığını belirtti. Sinemanın savunucusu beyaz erkek kesimini eleştiren yönetmenin açıklamalarını gelin birlikte inceleyelim. ?
Kaynak: bir
David Fincher’ın 1999 yapımı ünlü filmi “Dövüş Kulübü” üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen yanlış anlaşılmaya devam ediyor.
Modern kapitalist toplumda haklarından mahrum hisseden ve isyan etme ihtiyacı hisseden bazı beyaz erkek kesimler, sinemayı kendi görüşlerini destekleyen bir manifesto olarak kabul ediyor.
Fincher, röportajında sinemayı yanlış yorumlayanlar hakkındaki görüşlerini paylaştı.
Özellikle sinemanın karizmatik karakteri Tyler Durden’ı kahraman olarak gören bu yaklaşıma kesinlikle karşı çıkıyor. Fincher: ‘İnsanların olayları nasıl yorumladığından ben sorumlu değilim. ‘Semboller ve dil gelişiyor.’ söz konusu.
Film, Brad Pitt’in karizmatik karakteri Durden ile kurduğu dövüş kulübünde kendini kaybedip terörist bir gruba dönüşen Edward Norton’un canlandırdığı depresif bir ofis çalışanının hikayesini anlatıyor.
Fincher, bu hikayeyi ilham verici bulan kişilere şunları söyledi: “Bunu onlar için yapmadık. Ama insanlar bir eserde görmek istediklerini görüyor.”
Dövüş Kulübü filmi, Durden’ın cazibesini ve yönettiği yeraltı dünyasının cazibesini ortaya koyarken, aynı zamanda bu davranışların ne kadar yıkıcı olabileceğini de vurguluyor.
Fincher, “Tyler Durden’ın olumsuz bir etki yarattığını görmeyen insanları anlamak benim için gerçekten zor” diyerek bu konudaki endişelerini dile getirdi.
