Depremzedeler 8 Mart’ı hüzünle karşıladı, “Güzel yaşıyorduk, sıcak bir yuvamız oldu”
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte yaşanan afet sonrası hayata tutunmaya çalışan kadınların çabalarının gölgesinde yaşanıyor. Çok zor günler geçirdiklerini belirten depremzedeler, bu günlerin geride kalacağına inanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte yaşayan kadınlar bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü hüzünlü bir şekilde yaşıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kilit Kadın Çalışmaları Bütünsel Hizmet Merkezi aracılığıyla bölgedeki kadınlara yardım eli uzatıyor ve yaralarını sarmak için elinden gelen desteği veriyor.
“Her şeyin normale dönmesini bekliyoruz”
Yaşadıkları zorluklara rağmen hayata tutunan kadınlar duygularını şöyle dile getirdi. Nuray Sökmen: “Allah kimseye vermesin. Biz yaşadık, kimse yaşamasın. Evlerimiz yıkıldı. Çocuklarımız enkaz altında kaldı ama çok şükür kurtuldular. Bize destek olmaya çalıştılar, Allah razı olsun. Eşim inşaat işçisi. Şu anda işsiz. Her şeyin normale dönmesini bekliyoruz.”
“Ne güzel yaşıyorduk, sıcak bir yuvamız vardı”
Kızı Arya Parıltı Sökmen ile birlikte çadır kentte yaşayan Süheyla Sökmen, “Zaten depreme ayakta yakalandık. Evim ilk depremde hasar görmedi ama öğleden sonraki depremde ağır hasar gördü. Çok kötü bir gün. Yaşanacak bir durum değil, Allah kimseye yaşatmasın. Karışık duygular içindeyim. İnşallah bir an önce bu durumu atlatırız. Ne güzel yaşadık. Sıcacık bir evimiz vardı, eşimin eve gelmesini bekliyordum. Bu acı başka bir şey.”
“Eşyalarımızı evden alamadık”
Seniye Bük: “Herkes işinde gücündeydi. Şimdi ne iş var ne de güç. Evden hiçbir şey çıkmadı. Ne yapalım, ne yapalım! Mülk Allah’a aittir. Bırakamayız, Türkiye bizim. Nereye gidersek gidelim, zaten ölüm var. Burada ölsek iyi olur dedik.”
“5 Şubat akşam yattık, sabah felaketle uyandık”
Afet sonrası çadır kentte yaşamak zorunda kalan Nuray Tosun, “Mükemmel olmasa da çok güzel hayatlarımız oldu. 5 Şubat’ta yattık ve sabah bir felaketle uyandık. açıklanamaz. Kendi yağımızda kavrulmuş insanlardık. Şimdi çadırlarda yaşıyoruz. Allah verenlerden razı olsun, biz razıyız, Allah da razı olsun. Sıcak yemeğimizi de alıyoruz. İnşallah bu gün geçer. Kaybımız yok, onlar bizi rahatlatıyor.”
“Allah kimseyi korusun”
Deprem Mağduru Tuğba Karaver: “Zor bir dönemden geçiyoruz. Allah kimseyi korusun. Çocuklarımız ve biz çok perişan olduk. Evsiz olmak ve çadırda yaşamak çok zor. Bir an önce konteynerlere geçmek istiyoruz.”
“Günlerimiz ağlayarak geçiyor”
Fatma Hatip, kocası olmadığını ve üç oğlunun farklı illerde yaşadığını belirterek, “Günlerimiz stres ve ağlama ile geçiyor. Zaman zaman depremler oluyor, çok korkuyoruz. Çok zor günlerden geçiyoruz.”
Aynur Çalar, “Çadırda yaşamak çok zor. Allah kimseyi korusun. 6 torunum var onlar için elimden bir şey gelmiyor.”
Engelli oğlu, gelini ve torunlarıyla çadırda yaşayan Saniye Çalar, “8-10 kişi hepimiz aynı çadırdayız. Bir lokma ekmek verenden Allah razı olsun.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı